KELİME ANLAMI BARIŞ
Geçtiğimiz asır tüm dünya kamuoyundaki “İslam koktendinciliği” (“fundamentalizim”) furyasından sonra dünya kamuoyunda, türlü türlü algı operasyonları tertipleyerek İslam’a yeni bır imaj yapıştırmaya, yeni bir kaftan giydirmeye calışıldı bir süre geçtiğimiz dönemlerde. İslam dinini “saldırgan”, “terorist”, “vahşet dini” olarak insanlığa gösterme çabasının nedeni, dünyada son dönemlerde hızlıca ve bariz bir şekilde boy gösteren “islamofobi” olsa gerek. İslamofobi’nin yayılması ise, dinimizin herşeyden önce kosmopolit ve son derece hoşgörülü olmasından kaynaklanmakta. Biraz garip ve apsürd, ama gerçek, diye düşünüyorum.
Balkanları “Barut fıçısı”na dönüştürenlerin ekmeğine yağ süren, İslamofobik imajın “gerekçeleri”nin nedenleri çoktur, ancak bu ayrı bir tahlil-analiz konusudur. Bu istikamette sadece vurgulamak istediğim şey, İslamofobi’nin yayılması ve yükselişi, olası bir 3. Balkan Savaşı’nın patlak vermesiyle doğru orantılı olablacaği ihtimalidir. Buysa kolayca 3. Dünya Savaşını tetikleyebilir ve de körükleyebilir. Allah korusun.
İslamofobi’yi körükleyenlerin tezlerine kaşı argümanlar o kadar çok ki… Ben sadece bununla alakalı bir noktayı belirtmekle kalmak istiyorum: Kelime anlamı itibariyle ‘İslam’ kelimesinin Kur’an Arapçası’ndaki manası ‘Barış’ demektir. İslam dini barış dinidir ve öyle olması elzemdir. Onca barış ayeti varken, bizler Kur’an’ı okumuyor, ve bu en yeni kutsal kitap’tan uzaklaşıyoruz. Neyse ki bizden olmayanlar arasında dahi Kur’an’I okuyanların sayısı hiç de küçümsenmeyecek kadardır. Oysa Kur’an’I okumak, en az namaz kadar kıymetli bir ibadettir. Daha geniş kapsam ve çerçevede ise okuma eylemi, tabi ki sadece Kur’an’ı okumak manasına gelmez. (Mesela bir misal: bugünün önde gelen süper güçlerinden ABD’deki şehirlerin hemen de her mahallesinde kütüphaneler mevcut).
Gelgelelim, konuyu, bizi alakadar eden milli Türk varlığına bağlayalım. Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ü “Mason” ve “din düşmanı” göstermeye çalıştılar. Oysa Gazi Mustafa Kemal Paşa, daha en başından, her TBMM toplantısının açılışı öncesinde Ankara’da, Hacı Bayram-ı Veli Camii İmamı ve ilk Diyanet Bakanı Rifat Börekçizade ile görüşmeler gerşekleştiriyormuş.
Peki neden o zaman Atatürk bu imajla gösterilmeye ve tanıtılmaya çalışıldı? Atatürk sadece muhafazakar dincilere karşıydı, hakiki dindarlara karşı hayatında bir adım bile attığını gösterecek delil bulunmamakta. Soruya cevaben, bir şey çok iyi bilinmeli: Osmanlının 600 yıl boyunca yapmadığını Atatürk yaptı, o da, Kur’an-ı Kerim’in tarihte ilk kez Turkçe mealini (tercümesini, çevirisini) Elmalılı M. Hamdi Yazır’a yaptırdı.